KIRKPINAR GÜREŞLERİ


649 senedir Edirne Kırkpınar´da güreş şenlikleri düzenlenir. Süleyman Paşa komutasında Anadolu'dan Kümeli´ye geçen Türk askerleri bu bölgede mola verirken 40 er birbiriyle güreşe başlarlar, Bu 40 erden ikisi birbirini yenemez ve güreşte iken ölürler.

Seneler sonra arkadaşları seferden (akınlardan) dönünce arkadaşlarının kabrini ziyaret ettiklerinde soğuk gür bir pınarın aktığını görürler. «Kırklar pınarı» zamanla «Kırkpınar» olur. Rumeli'yi fetheden Kırk şehidi yadetmek için tertiplenen «Kırkpnar Güreşleri» zamanla anane haline gelir.

Zeytinyağı ile vücutlar yağlanarak yapılan güreşlerde, pehlivanları seyirciye tanıtan kimseye «Cazgır» denir. Cazgır güreşecek pehlivanları bağırarak takdim eder. Maharetlerini sayar. Peşinden duasını okur. salavat getirir.

Hoş geldiniz, sefa geldiniz erler meydanına!
Şeref verdiniz, zümrüt Kırkpınar'a!

Besmele ile, Kispetleri çektiniz İnce bele.
Okudunuz, üflediniz Hazreti .Pîr'e

Söğüt dalından odun olmaz,
Moskof kızından kadın olmaz.
Her ananın doğurduğu pehlivan olmaz,

Allah Allah İllallah, Hayırlar gele İnşallah,
Pirimiz Hamza Pehlivan.

İki yiğit çıkmış meydana,
İkisi de birbirinden merdane.
Alta geldim diye erinme,
Üste çıktım diye sevinme.

Vur sarmayı kündeden at.
Gönder Muhammed´e salevat.

Seğirttim gittim pınara.
Allah ikinizin de İşini onara!.

Dua bitince cazgır pehlivanları meydana sürer.