Peygamberimizin hırkası

SARAYDA HIRKA-İ ŞERİF ZİYARETİ

Topkapı Sarayı'ndaki Hırka-i Saadet, senede bir defa, Ramazan'ın onbeşinci günü, Padişah ve devlet büyükleri tarafından merasimle ziyaret edilirdi. Bu âdet, Yavuz Sultan Selim'den son padişah Sultan Va hidüddin'e kadar devam etmişti.

Ramazan'ın onbeşinci gecesi, Padişah, Hırka-i Saadet odasına gelirdi. Tülbend Ağası, altmış kadar yeni süngerle gümüş taslar içinde gülsuyu getirirdi. Padişah, gülsuyuna batırılan bir kaç süngerle Hırka-i Saadet sandukasının bulunduğu gümüş şebekeyi bizzat siler, temizlerdi. Diğer vazifeliler de odanın her tarafını siler, temizlerlerdi.

Ziyaret merasimi, ertesi günü ikindi namazından iki saat önce başlardı. Padişah, altın anahtarı kendisinde bulunan hırka sandukasını besmele ile açardı. Ağır işlemeli ve kıymetli bohçalar açılır, şeritler çözülür ve altın çekmece içerisinden mukaddes hırka çıkarılırdı.

HIRKA-İ SAADET

Hırka-i Saadet; Peygamberimiz Aleyhisselâm'ın hırkasıdır. Bu mukaddes emanet, iki adet olduğu için, İstanbul'da iki yere adını vermiştir. Birisi Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet Dairesinde, diğeri Hırka-i Şerif Camii'ndedir. Birincisi Hazreti Ka'b übnü Züheyr'e, ikincisi de Hazreti Veysel Karanî'ye bağışlanan hırkalardır.
Ka'b übnü Züheyr, Arabistan'ın en kuvvetli şairlerinden biriydi. Önce Islâm Dini'nin şiddetli düşmanları arasında yer aldı. Şiirleri ile Peygamberimizi çok üzdü. Bu yüzden Mekke'nin fethinde, öldürülecekler listesinde adı vardı. Bu korkuyla gözden kayboldu. Sonra pişmanlık duyarak Peygamberimizin afvına sığındı. Müslüman olarak, Peygamberimizi öven meşhur kasidesini söyledi. 59 beyitlik bu eser, lafız ve mânâ bakımından eşsizdi. Ka'b :

«Peygamberimizin nûrundan cihan feyiz alır»