İbadetlerin fazileti

Faziletli ve erdemli bir yaşam için manevi gelişim haritası.



İKİ BAYRAM ARASI NİKÂH OLUR MU


İki bayram arası nikâh kıyılamayacağı ve düğün yapılamayacağı hakkında halk arasında yaygın olan itikad (inanç) bâtıldır. Çünkü Hazreti Aişe (R.A.) şu Hadis-i Şerifi bildirmiştir :

«Allah'ın Resulü, beni Şevval ayında nikâhladı ve Şevval ayında benimle gerdeğe girdi. Resûlüllah'ın kadınlarının hangisi, O´nun yanında benden daha nasipli olmuştur?» (Müslim, c. 4, s. 142).

Görülüyor ki, iki bayram arası nikâhın câiz olmadığı hakkındaki iddia, hem akla, hem de sünnete aykırı bir sözdür. Akla aykırıdır; çünkü» zamanların faziletçe üstün olanı varsa da, «uğursuz» sayılabilecek kısmı yoktur. Bu iddia, sünnete de aykırıdır. Zira Peygamberimiz (S.A.V.), Hz. Âişe'yi iki bayram arası, Şevval ayında nikahlamıştır. Bu nokta dikkate alındığı zaman, Şevval ayında nikâh ve düğün müstehap olmaktadır.

MUHTEŞEM SÜLEYMANİYE


Kanuni Sultan Süleyman'ın Mimar Sinan'a yedi senede yaptırdığı bu şaheser, Türk mimarisinin yükseliş devrinin sembolüdür. İstanbul'un meşhur yedi tepesinden biri üzerine kurulmuştur. Temeline ilk. harcı Şeyhul- İslâm Ebussuud Efendi koymuştur. Sinan'ın kalfalık dönemi eseridir. Ancak sanat, mana ve incelik bakımından Ayasofya'dan üstün tutulur. İçerisinde 10 bin kişi ibadet edebilmektedir.
Camiin 1557'de yapılan açılış merasiminde Kanuni Süleyman, altın anahtarı Mimar Sinan'a uzatarak «Bina eylediğin bu beytullahı, sıdk u safâ ve duâ ile senin açman evlâdır.» demiş, böylece bu şerefi büyük mimara vermişti.

Çevresindeki ilmî ve ictimaî müeseselerle büyük bir külliye olan mabedin mihrabının ön cephesinde Kanunî'nin türbesi vardır. Külliyenin solunda ise Mimar Sinan'ın türbesi ile küçük bir sebil yer alır. Dört minarenin 10 şerefesi ise Kanunin onuncu padişah olduğuna işarettir.

RASULÜLLAH'IN AHLÂKI ÜZERE OLANLAR


Yezîd´übnü Babenûs bildirir :

— Ey müminlerin annesi! Resûlullah'm ahlâkı ne idi? dedik. Hazreti Âişe :
— Onun ahlâkı Kur'ân îdi, Müminûn Sûresini okur. musunuz;? (Müminler gerçekten kurtuldu) dan itibaren oku, dedi,
— Ben de (Müminler gerçekten kurtuldu) dan itibaren, (...onlar ki, ırzlarını korurlar) a kadar okudum. (Müminûn, A: 1-5). Hazreti Âişe :
— İşte bu vasıflar RasûlüUah'ın ahlâkı idi, dedi.

* * *

Peygamberimizin ahlâkı Kur'ân idi, demek, Kur´ân'm emirlerine tamamen bağlı olup, onları yerine getiren ve yaşayan, yasaklarından berî olandı, demektir. Allahü Teâlâ'nın inzal buyurduğu yüce dinin bütün güzelliklerini yaşayan ve bu dinin çirkin gösterdiği her hareketten münezzeh bulunandı, demektir. Bu itibarla Cenabı Hak, Rasûlüne hitaben:

«— Muhakkak ki, sen en büyük bir ahlâk üzeresin.» buyurmuştur. (Kalem S.,- A: 4)

YEDİ ŞEYİN ŞEREFİ


Bir kimse şu yedi kelimeye devam ederse» Allahü Teâlâ ve melekler katında şerefli ve makbul olur.

1 — Yemekten önce «Besmele-i Şerîfe» okumak.

2 — Yemekten sonra «Elhamdülillah» demek.

3 — Lisanından, men edilmiş gıybet çıkarsa» kendisi ve gıybet ettiği kimse için istiğfar etmek.

4 — Bir işi yarın işlerim der ise «İnşâallah» demek.

5 — Bir âfet karşısında* «Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil azıym» demek.

6 — Bir musîbet isabet eder ise: «İnnâ lillâhî ve innâ ileyhi râciûn» demek.

7 — Lisanı üzerine «Kelime-i Tevhid»i devamlı söylemektir.

EN BÜYÜK KlŞLA


Ülkemizin halen ayakta duran en büyük kışlası olarak İstanbul'daki Selimiye Kışlası kabul edilir.;

Sultan III. Selim zamanında 1800 yılında Üsküdar'ın güneybatısında Nizam-ı Cedid askerleri için yaptırıldı.

1807 Yeniçeri isyanında yanan ilk kışla daha sonra II. Sultan Mahmud zamanında kargir olarak yeniden yapılmaya başlandı ve Abdülmecid Han zamanında 1853'te tamamlandı.

Geniş bahçesi dört köşesinde 7 katlı kuleleri ile dikkati çeken kışlanın Marmara cephesi 267 metre yan cephesi de 200 metre uzunluktadır. 3 bin pencere ile aydınlanan binada 228 büyük oda vardır.

Halen I. Ordu karargâhı olarak kullanılmaktadır.

SÜPÜRGEYİ SAĞLAMLAŞTIRMAK


Yeni alınan süpürgeyi dayanıklı hale getirmek için en pratik yol süpürgeyi 24 saat soğuk su içinde bırakmaktır.

Böylece süpürgenin tellerinin uzun zaman dökülmediği görülecektir.

KİŞİNİN ALLAH YOLUNDAKİ SAFTA DURMASI


Kişinin Allah yolundaki safta durması, bütün dünya ve içindekilerden hayırlıdır.

Allah yolunda ok atan kimse, isabet ettirsin, ettirmesin bir köle azat etmiş kadar sevap alır.

Allah yolunda ağarttığı saçın tek kılı bile kıyamette onun için bir nur olacaktır.

(Râmuzulehadis 4862.) HADÎS-İ ŞERİF

EGZOZ GAZI FELÇ EDİYOR


Vasıtaların çıkardığı egzoz gazlarının insan ve hayvanlarda zehirlenmelere, diş eti, bağırsak, böbrek, mafsal ve felç hastalıklarına yolaçtığı tesbit edildi.

«Motor ve Taşıt Sanayii Kongresi»ne bir tebliğ su-nan 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinden Arama Sonuçları Prof. Dr. Mustafa Demirsoy, egzoz gazlarının, insan ve hayvan sağlığı yanında tabiatı da kirlettiğini hatırlattı.

Gelişmiş ülkelerde benzin motorlarının çıkardığı egzoz gazlarının oranını sınırlayan kanunlar yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Demirsoy, motorun içinde ve dışında yapılacak birtakım değişikliklerle egzoz gazı oranının azaltılabileceğini bildirdi.

VİŞNE ŞURUBU NASIL YAPILIR


Malzemesi : 1,5 kilo vişne, 1,5 kilo şeker.

Vişne şurubunun Hazırlanışı

Vişneler iyice yıkanır ve çekirdekleri çıkarılır. Porselen bir kaba bir kat vişne, bir kat şeker olmak üzere doldurulur.

Sonra kapağı kapatılır ve bir gün bekletilir. Bu süre sonunda vişneler sularını bırakır, şeker de tamamen erimiş olur.

Sonra vişneler delikli bir kepçe ile çıkarılır, kalan su bir tülbentten süzülerek şişelere doldurulur.

Elde kalan vişnelerin de suyu sıkılarak şuruba ilâve edilir.

Kızılay ilk ne zaman kuruldu


11 Haziran 1868'de ilk yardım cemiyeti olan ve bugünkü Kızılay'ın temelini teşkil eden «Mecruhin-i Asakir-i Osmaniye Muavenet Cemiyeti» (Yaralı osmanlı Askerlerine Yardım Cemiyeti) kurulmuştu, Meşhur Marko Paşa ile Miralay Abdullah Bey bu derneği kuran kişiler olmuşlardı.

Cemiyet 1877´de Hilâl-i Ahmer adını almış, 1935 yılında da adı «Türkiye Kızılay Cemiyeti»ne çevrilmişti.

HORLAMAMAK İÇİN NE YAPMALI


Horlamak, çok rahatsız edici birşeydir. Çoğunluk da kötü alışkanlıklardan, sağlığımızdaki bazı aksaklıklardan kaynaklanır.

Aşırı derecede sigara, alkol alışkanlığı, akşamları ağır yemekler yemek ve aşırı bedeni faaliyet vb. horlamaya sebep olabilir.

Burunda hava kirliliği ve sigaradan ileri gelen allerji de öyle. Burundaki tıkanıklıklar (polip vb.) ve ağzınıza uygun olmayan protezler, çok küçük bir çene, çok büyük bir dil vb, de horlamaya sebep olabilir.

Bir de ne şekilde yattığınız zaman daha çok horladığmıza dikkat edin. Sırtüstü yattığınızda mı, yan yattığınızda mı? Ona göre kendinizi ayarlayın ve uyumadan önce horlamadan yattığınız şekilde yatmaya itina gösterin.

AYNA TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR


Ayna ılık sabunlu su ile silindikten sonra durulanıp tüysüz bir bezle kurulanmalıdır.

Sonra buruşturulmuş bir gazete kâğıdı ile ovularak parlatılır.

Üzerinde sinek lekeleri varsa bunlar da sirkeli su ile silinerek çıkarılır.

GARİPLERİN DUÂSI BEREKÂTI


Batılıların Muhteşem Süleyman ile Hayreddin paşa arasında geçen yazışma

«...Sen ki Lalam, Cezayir Beylerbeyi, Gazi Hayreddin Paşasın... Her ahvalin, katımızda ma´lûmumuz olmuştur... Dünya ve âhirette, yüzün ak olsun. Cezayir önünde, iki BURC feth eylemişsin; gâzân mübârek olsun, Ol gazanın nişanesi olarak sana, iki hil'at ve iki sorguç gönderdik. Teberrüken ras kılasın. Kattâreyi (Kılıcı) beline asıp, cihad idesün. Seni ve cümle yoldaşlarını, Allahü Teâlâ'nın birliğine ısmarladık..

Es-Sultan İbnüs - Sultan, Süleyman Hân...»

Bu Hatt-i Hümâyûnu ve Padişah armağanlarını alan Barbaros Hayreddin Paşa, şunları yazıyor :

«...Hil´at-i fâhireyi (Padişah armağanı kaftanı) sırtıma giyip, sorguçları sarığıma sokup, kattâreyi boynuma astım...

Som sırma âyetler yazılı, yeşil sancağı ve al filândırayı, Paşa kapımızın üstüne diktirdim. Cümle ehali gelip Sancağı Padişahî'yi ziyaret ettiler. Hepsi hayrette kalırlardı.

İSLAMIN ŞARTLARINDAN OLAN HAC


Hac, lügat itibariyle «kasdetmek, istemek ve yap-mak» manalarını ifade eder. İstılahta ise, belli bir zaman içinde belli şeyleri yaparak Kâ'be-i Muazzama'yı ziyaret etmek demektir.

Haccın farz olması şu şartlara bağlıdır :
1 — Müslüman olmak,
2 — Akıllı olmak, deli ve bunak olmamak
3- Bâliğ (Ergenlik çağaına girmiş) olmak,
4 — Hür olmak, köle olmamak,
5 — Eğer müslüman «dâr-ı harp»te ise, haccın farz olduğunu bilmiş olmak,
6 — Hacca gidiş gelişine ve geride kalanlarına yetecek mâlî imkanı olmak,
7 — Hac vakti gelmiş olmak. Hac vakti, Şevval ve Zilkade ayları ile Zilhicce ayının ilk on günüdür.

Bu şartlara sahip olan ve gidip gelmeye sıhhati elverişli bulunan kimseye, hac farz olur. Ömrü içinde her hangi bir senede edâ etmekle bu borç ödenir.

DONDURMA NASIL YAPILIR


Haziran ayının ortası dondurmama normal mev-siminin başlangıcı sayılır. özellikle çocukların üzerine çok düştüğü bu gıda maddesi; zenginleştirilmiş sütun şeker, harç ve aroma maddeleri, bazen de yumurta katılıp dondurulması suretiyle elde edilen değişik aromalı bir süt mamulüdür. Yapısına giren maddelerin miktarına ye işleme tekniğine göre bir çok çeşidi vardır. Pek çoğunun yapısında sütteki maddeler daha: yoğun bir halde bulunur. Ayrıca yapıya şeker, çeşitli aroma ve harç maddeleri girer. Bunlar reçetelerine göre hesaplanıp bir araya getirildiğinde dondurmanın esas unsuru olan «miks»i meydana getirir.